İlki kadar 2.'si de çok güzeldi. Sırlarla, ihanetlerle, gizemlerle dolu bir kitaptı. Bir yanda saklanan ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen sırlar, diğer yanda sonu ancak ölümle bitebilecek olan bir aşk. Özellikle kitabımızın 2. Serisinde bir kere daha anlaşılıyor ki kolay kolay kimseye güvenmeyeceksin. Çünkü bazen en sevdiklerin yaralar seni. Aynı zamanda düşünmeden, işin gerçek yüzünü öğrenmeden kestirip atmayacaksın. Bazen insan sevdiği için kaybetmek istemediği için belki de sevdikleri zarar görmesin diye kendini ateşe atar, yenilgiyi kabul eder. İşte o zamanlarda insanın kalbini göremeyen kişiler belki de hiç unutulmayacak ağır sözler söyler. Anın mutluluğunu yaşaması gerekirken o anları hem kendine hem de sevdiğine zehir eder. İş işten geçer pişman olunur. Bazı pişmanlıklar fayda etmez. Fakat bazen de öyle bir aşk öyle bir sevgi olur ki tek bir bakış, tek bir buse bazen de bir gülüş her şeyi unutturuverir insana. Bu kitapta ihaneti, sevgiyi, dostluğu, masumiyeti, yalanları, gerçekleri öğreneceğiz. Daha da önemlisi acaba 3. Kitapta hangi gerçeklerle yüzleşeceğiz. Daha nasıl sırlar ortaya çıkacak. Ortak olan kişiler ortaklığa devam edip ihanet mi edecekler yoksa gerçekler anlaşılıp herkes doğru yolu bulacak mı? Bu yolda kimler gidecek kimler kalacak. Ve her şeyin üstesinden gelen Bora Hande aşkı acaba yeni zorlukların üstesinden gelebilecek mi? Kavuşacaklar mı yoksa sonsuz bir ayrılık mı olacak 3. Kitapta öğreneceğiz...